Eminim “siyâsette iki kere iki her zaman dört etmez” sözünü duymayanınız yoktur. Bu, mevcut durumun doğru okunabilmesi ve gelecekte oluşacak dengelerin isâbetle öngörülebilmesi açısından herkesçe bilinen matematik mantığı ve kurallarının bazen işe yaramayacağı anlamına gelir. Öyle ki siyâsette gün gelir bakarsınız ki bir kişinin fikri yâhut karârı kırk kişinin fikrinden yâhut karârından daha önemli oluvermiş; gün gelir meselâ ( 325+30) niceliği ( 0 ) çarpanıyla çarpılıvermiş.
Siyâsî iktidârın seçicileri tarafından belirlenmiş, Türkiye’nin yedi bölgesinde dokuzar kişilik guruplar hâlinde faaliyet yürütecekleri açıklanan 63 isimden oluşan “âkil adamlar/insanlar” listesini görünce, zihnimde yazının başlığındaki denklem oluştu.
Çözüleceğinden bahsedilen mes’elenin ciddiyetine karşılık açıklanan listenin yapısındaki sululuk, zihnimde oluşan denklemi matematik mantığıyla olmasa bile rasyonel olarak doğrulayıcı nitelikte.
O listede toplumun büyük kesiminin değer verdiği, “âkil adam” hüviyetinde gördüğü bâzı isimlerin de bulunması, sonuç îtibâriyle bana “elde var sıfır” dedirten denklemi değiştirmeye yetmiyor.
Herşeyden önce hukukçu gözüyle bakınca, ülkenin çok önemli bir mes’elesinin çözümü için Türkiye Cumhûriyeti Devleti’nin anayasasında ve kânunlarında dayanağı bulunmayan heyetler oluşturmak, yapacakları faaliyetlerden, yazacakları raporlardan ve topluma verecekleri mesajlardan dolayı sorumlu tutulup tutulmayacakları, tutulacaklarsa hangi müeyyidelere tâbi olacakları belirsiz kişilere anayasa ve kânunların vermediği yetkiler vermek,o heyetleri oluşturan ve o yetkileri verenleri hukûken çok ağır bir sorumluluk altında bırakır. Türkiye Barolar Birliği Başkanı sayın Vedat Ahsen Coşar’ın kendisine yapılan teklifi -nâzik bir uslûpla da olsa- geri çevirmiş olması, son derece mânidardır.
***
Bir an için oluşturulan heyetlere ve faaliyetlerine hukûkî dayanak bulunabileceğini düşünsek bile, toplumdan genel kabul göreceği söylenebilecek bâzı isimleri bir tarafa bırakacak olursak, “dengeli” diye lanse edilen listenin başlı başına bir dengesizlik sembolü olduğu açıktır. Listeye dâhil edilen gazetecilerin gazetelere göre dağılımına bakar mısınız: Taraf 5, Yenişafak 4, Star 3, Radikal 2, Bugün 2, Zaman 1, Yeni Akit 1, Akşam 1, Milliyet 1, Hürriyet 1.
Dağılımı görünce merhum üstad Necip Fazıl’ın ölümsüz mısralarından birini hatırladım:
“Bu taksîmi kurt yapmaz kuzulara şah olsa…”
***
Âkil adamlar etiketi vurulmuş listede yer alması AKP’liler de dâhil çevremdeki insanların çoğu tarafından akıl dışı-abes olarak görülen bir çok isim şimdiden mîzah konuları arasına girmiş durumda.
-Yâhu bu listeyi hazırlayanlar, yıllardır “Batsın bu dünyâ” diyerek bu günlere gelen Orhan Gencebay’dan Türkiye’yi de batıracak iç karartıcı nağmelerden başka nasıl bir ses çıkmasını bekliyorlar acaba?
-İslâmcı geçinen Abdurrahman Dilipak ile ünlü ateistlerimizden Şanar Yurdatapan mutlaka listeye dâhil edilmeliydi. “Yeşil ile Kırmızı” adıyla birlikte çıkardıkları kitabın kapağındaki gibi şöyle yan yana birkaç yerde birkaç poz verip ekranlara yansıttılar mı “barış” dediğin şey çantada keklik olurdu yâni!…
Vaziyet bu iken yazının başlığındaki denkleme yanlış diyenler çıkarsa, bilin ki onlar “âkil” değildir…
Bir yanıt bırakın