Herşey O Mektupla Başladı

Tayyip Erdoğan tarafından Pentagona ya da Beyaz saraya yazıldığı iddia edilen mektup, Türk siyasi tarihinin adeta miladı olmuştur. Bugüne kadar Ortadoğu haricinde ABD`nin din eksenli bir partiye destek veridiği görülmemiş ve duyulmamıştır.

ABD’nin desteğini alan Tayyip Erdoğan ve AKP, iç konjonktürel siyasi istikrarsızlığın da katkılarıyla 2002`de parlamentonun büyük çoğunluğunu kazandığında taraftarlarınca Türkiye çalkalanmış, hepsi ak şarapla adeta sarhoş olmuş, zafer çığlıkları atıyordu.

Tayyip Erdoğan başta ABD olmak üzere gittiği her ülkede adeta krallar gibi ilgi görüyor, temaslar, görüşmeler yapılıyordu; hülasa herkes halinden memnundu. AKP teşkilatlarında herkes bu büyük zaferi kutlarken AKP Genel Başkanı zafer sarhoşu değildi. Onun içinde bir sızı, bir sıkıntı, bir karamsarlık vardı; bunu aşmalıydı. Bunu aşmak için Deniz Baykal’la yaptığı görüşme ötesinde diğer iç temaslarıyla ilgili basına herhangi bir bilgi verilip yazılmadı. AKP ve Erdoğan’ın Milli görüşten geldiği, TSK’nin Generalleriyle görüş ayrılığının varlığı bilinmekteydi. Siyasi iktidarın mutlak iktidarını yürütmesinin tek bir yolu vardı; bu yol Generallerle aralarındaki uçurumun kapatılmasıydı ve öyle de oldu. İddia edildiği gibi ve basına sızdığı kadarıyla bunu sağlayan, AKP Genel Başkanı ve AKP ile TSK Generallerinin arasının bulunması için muhtemelen Pentagona yazılan mektup oldu.

Öyle bir mektubun yazıldığı o günlerde bana çok inandırıcı gelmemesine rağmen, bugün olup bitenleri değerlendirirken özellikle taraf gazetesine yapılan servislerin TSK içerisindeki NATO konseptine sıkı sıkıya bağlı Amerikacı generallerin iş birliğiyle yapıldığını düşünüyorum.

Taraf gazetesinde yayınlanan eğitim semineri yahut “darbe” çalışmaları 1. Ordu Komutanlığının kozmik odasından alınmıştır. Kozmik odalara girişin ne kadar zor olduğunu artık bilmeyen yok. Bu 5000 sayfalık çalışma 1. Ordu komutanlığının önündeki çöp bidonlardan alınmadığına göre, iddia edilen mektup meyvesini vermişti demek ki. Zaten ABD`nin Irak ve Ortadoğu projesini oturtabilmesi için iktidardaki partiyle TSK`nın çatışması düşünülemezdi, öyle de oldu. Yalnız AKP ile Ordu arasındaki anlaşmanın-uzlaşmanın TSK omurgasında olduğunu düşünmüyorum. Hilmi Özkök, Yaşar Büyükanıt ve şimdiki ile paslaşmaya bakılınca, söz konusu uzlaşmanın Generaller seviyesinde olduğu gözükmektedir.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *