Ne İçki Sofrasının Mezesi Ne De Kuluçka Makinasıdır Kadın

Ne İçki Sofrasının Mezesi Ne De Kuluçka Makinasıdır Kadın

Falan gün kadınlar günü imiş, filan gün babalar günü imiş, beriki gün sevgililer günü imiş, öteki gün anneler günü imiş. Ana, baba, sevgili gibi kutlu insanlara saygı ve sevgi bir günlük ise bizler tümden bunu reddediyoruz, kabul etmiyoruz. Çünkü bize göre, bizim inancımıza, bizim kültürümüze göre yani Türk İslam medeniyetine göre, anaya, babaya, sevgiliye saygı ve sevgi ebedi ve daimidir. Bir günlük değildir.

Neslin devam edebilmesi için bütün zorlukları çeken, ana ve babalardır. Ana, yavrusunu belirli bir müddet karnında taşır. Hamilelik sürecince pek çok güçlükle karşılaşır. Hayati tehlikeleri de göz önüne alarak çocuğunu dünyaya getirir. Hiçbir şey bilmeyen ve hiçbir şeye gücü yetmeyen bebeğini büyütmek ve eğitmek için uykusundan, istirahatından hatta sıhhatinden feragat eder. Nitekim Allah (c c ) Hz. Kuran’da şöyle buyurmaktadır: ‘’Biz insana ana-babasına (bakmasını) emretmişizdir. Çünkü anası onu nice sıkıntılara katlanarak taşımıştır. Sütten ayrılması da iki yıl içinde olur.(işte bütün bunlar) bana şükredesin, ana babana da teşekkür edesin diyedir. Dönüş ancak banadır’’. (Lokman31/14)

Yüce Allah’ın ana-baba ve çocuklar arasında yarattığı sevgi ve saygıdan kaynaklanan işte bu hak görev ilişkisi, insan neslinin sıhhatli ve sağlam bir şekilde devam edebilmesinin vazgeçilmez bir şartıdır.

İki cihan serveri Resulullah Efendimiz, ‘’kişinin en yakını kimdir sorusuna şöyle cevap vermiştir; ‘’Anandır anandır anandır, babandır sonra derece derece yakın olanlardır’’.

Ana-baba, sevgili bizim hem en yakınımız hem de yaşadığımız müddetçe saygı ve sevgide kusur etmeyeceğimiz soy ve sopumuzdur. Soy baba ve baba tarafı sop ana ve ana tarafıdır. Sevgili hayatımızı paylaştığımız hanımdır.

İnancımızda, medeniyetimizde, kültürümüzde seviye ve seciye böyle iken, günümüzde bu tür güzellikleri yaşayanlar ve yaşatmaya çalışanlar olduğu gibi bu güzelliklerin ve bu özelliklerin tam tersine kadınları içki sofralarının mezesi, gönüllerin eğlencesi, nefsi arzuların aracı ve bir bakıma kuluçka makinesi zannedenler var. İşte öylelerine seslenip diyoruz ki; kadın ne içki sofralarının mezesi ne gönüllerin eğlencesi ne de kuluçka makinesidir. Onlar ‘’cennet anaların ayağı altındadır’’ hadisi şerifi hükmünce sadece elleri öpülesi değil aynı zamanda ayaklarının altı dahi öpülmesi gereken mukaddes ve mübarek insanlardır.

Onlar ki;

“Hz. İbrahim Hz. İsmail’e yaktı kına
Oğlum kurban olsun diye Yüce Allah’a
Sende kına yaktın bana
Oğlum kurban olsun diye vatana
Vatan sağ olsun sen sağ ol ana”

diyerek minnet duyacağımız ana ve babalardır. O ana babalar ki vatan için, millet için, bayrak için, dini mübin için nice koç yiğitler doğuran, nice hakanlar yeştirip milletin kaderini değiştirenlerdir. Ne mutlu böyle ana-babalara, ne mutlu bunların kadrini kıymetini bilen evlatlara.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *