Nerede o CHP, nerede o MHP!

Recep Bey’in paketi açıldı ve içinden bölücü örgütle onun arkasındaki güçlerin beklentileri bakımından “yarısı dolu, yarısı boş bardak” diye nitelendirebileceğimiz vaadler çıktı.
Pakette yer alan maddeleri burada tek tek sıralamayacak, anadilde eğitim konusu başta olmak üzere çok önemli bulduğum birkaç maddeye dikkatinizi çekmekle yetineceğim.

***

Geçen haftaki, “Recep Bey’in paketinden neler çıkacak” başlığıyla kaleme aldığım yazının bir paragrafı aynen şöyle idi:
“Ülke çapında yapılacak mahallî seçimler yaklaşırken ve bir sene sonrasında da genel seçim varken, açılacak pakette açık ve kesin bir taahhüt hâlinde Türkçe’nin tek ve resmi eğitim-öğretim dili olmaktan çıkarılarak etnik dillerde eğitim maddesinin yer alacağını zannetmiyorum, fakat bu konuda zayıf da olsa ileriye dönük bir yeşil ışık yakılacak olursa, bölücülük mikrobunun çok daha fazla güçlenmiş olarak millî bünyenin tüm organ, doku ve hücrelerine nüfuz etmesi için elverişli bir sürecin kapısı aralanmış olacaktır.”
Özel okullarda farklı-etnik dillerde eğitim yapılabileceğinin açıklanmış olması, “bu konuda zayıf da olsa ileriye dönük bir yeşil ışık yakılacak olursa” diyerek ifâde ettiğimiz endişenin hiç de yersiz olmadığını ortaya koydu.
Kaldı ki, bölücülere sâdece ümit veren bir vaadde bulunmak yerine, özel okullarda bu uygulamaya kısa zamanda geçilebileceğinin açıklanmasıyla, şartlar olgunlaştırılıp uygun ortam oluşturulduğunda söz konusu uygulamanın resmî-devlet okullarını da kapsayacak şekilde genişletileceği hususunda ‘zayıf’ değil bil’akis çok kuvvetli bir ışık yakılmış oldu.
( Burada bir parantez açayım: Söz konusu şartlar ve ortam, bölücü örgütün birtakım eylemlere girişerek gerekli mesajları vermesi, soytarılar medyasının desibelini gittikçe yükselterek “demokratik talepler” çığırtkanlığı yapması, çok büyük ekseriyeti senin-benim cebimizden çıkan paralarla verilmiş devlet kredileriyle, ithal ikâmesi uygulamalarıyla, vergi muâfiyetleriyle milletin ve devletin sırtından zengin edilmiş fakat nankörlükte millete de, devlete de, ülkeye de ihânet edecek kadar ileri giden komprador sermâye çevrelerinin onları her bakımdan desteklemesiyle sağlanacaktır. O kompradorlardan birinin bir TV kanalındaki canlı yayında program spikeri ile yaptığı ‘samîmî’ sohbet sırasında o zamanki ABD Başkanı oğul Bush’un selefi olan Clinton’dan “Önceki Başkanımız” diye söz etmesini her hatırlayışımda -tâbiri câizse- cinler başıma toplanır. Eee, öyle bir medyanın, öyle bir burjuvazinin kamuoyunu önemli ölçüde etkileyebildiği bir ülkenin başına da böyle belâlar gelir.)
Halbuki aynı R.T. Erdoğan, 15 Ağustos 2013 târihinde -paketi açışından 45 gün önce- Türkmenistan’dan dönüşü uçakta gazetecilerle konuşurken, anadilde eğitimle ilgili sorulan bir soru üzerine, “Resmi okullar için de ve özel okullar için de böyle bir çalışma yok. Ne getirir, ne götürür kimse düşünmüyor. Biz AK Parti olarak ülkemizi bölecek konular üzerinde adım atmayız” demişti.
Bir benzetme yapmak isterseniz, sözde kıbleye yönelip namaza durmuş kişinin rükû için eğildiğinde gömleğinin açılmış yakasından istavroz çıktığını tasavvur edin!

***

İlçeler ve iller için Bakanlar Kurulu kararını şart koşarak, köylerin bir izne de gerek olmaksızın eski isimlerini alabileceklerine dâir madde, büyük bombanın kenârına iliştirilmiş el bombası gibi duruyor. Küçüğü patlayınca büyüğünün de patlaması mukadder görünüyor.

***

İlköğretim okullarında “Türk’üm, doğruyum, çalışkanım” diye başlayıp “Varlığım Türk varlığına armağan olsun” diye biten andın kaldırılması da 400 küsur yıldır devletimizin tepesinde büyük ölçüde egemen durumda bulunan dönme-devşirme gürûhuyla İslâmcılık ve etnik ırkçılık adına bölücülük yapanlar açısından şimdilik bir mutluluk kaynağıdır fakat aslında iki büyük muhâlefet partisi CHP ve MHP o mutluluğu onlar için kâbusa dönüştürebilir.
İyi de nerede o CHP, nerede o MHP!

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *