Ortaklık bozuldu, savaş başladı!

17 Aralık Salı sabahından beri ülke yolsuzluk ve rüşvet skandalı ile çalkalanıyor.
Skandalın patlak vermesini kendilerinin “Hizmet Hareketi”, kimilerinin “Cemaat”, kimilerinin ise “F Tipi” adını verdikleri, hukukî şahsiyeti bulunmayan “dînî kimlikli” bir teşkilâta bağlı emniyet ve yargı kadrosunun sağladığı yolunda genel bir kanaat oluşmuş durumda.
Söz konusu oluşumun yıllar yılı AKP’yi desteklediği, bu destek mukâbilinde bir bakıma gayriresmî koalisyon ortağı statüsünü edindiği ve bu statüyü çok iyi değerlendirmek sûretiyle, uzun yıllar boyunca yetiştirmiş olduğu elemanlarını en fazla AKP iktidârı döneminde devlet bünyesine yerleştirerek ciddî ölçüde kadrolaştığı nice zamandır yazılıyor, söyleniyor.
Birâz geriye gidecek olursak, tabiatiyle “dînî kimlikli” olan önderi başta olmak üzere “Cemaat” in ileri gelenleriyle merhum N. Erbakan’ın kurucu lideri olduğu “Millî Görüş Hareketi” nin ileri gelenleri arasında onlarca yıl boyunca hiç imtizaç sağlanamadığı, yıldızlarının barışmadığı biliniyor.
Her iki hareketin ortak özelliği, 2002 öncesindeki “müesses nizam” ın elitleri tarafından var olmalarına müsaade edilip tahammül gösterilen fakat devlete hâkim olmalarına geçit verilmek istenmeyen hareketler olmaları idi.
Fakat, özellikle 1952’de NATO’ya girişimizden îtibâren ülkemizdeki nüfûzu yıldan yıla yoğunlaşıp derinleşen ABD’nin Türkiye için “Ilımlı İslâm/Light Islam Projesi” ni dayatması üzerine durum değişti.
28 Şubat sürecinde RP-DYP koalisyonu dağıtılır, RP’nin İstanbul Belediye Başkanı olan R. T. Erdoğan Siirt’de yaptığı bir konuşma/ “bir şiir” sebebiyle hapse gönderilirken, Erdoğan’ın çok önceden ABD’nin ve ABD içindeki ağırlığı tartışılmaz Siyonist lobinin ileri gelenleriyle gizli ilişkiler kurduğunu, tehlikeli angajmanlara girdiğini çok az kişi biliyordu.
Gerçi Doğu Perinçek ekibinin Aydınlık Gazetesi 20 Ekim 1996 târihli sayısında “Abramowitz Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor” manşetini atmıştı fakat hem Aydınlık’ın okuyucusu azdı, hem tirajı yüksek olan gazetelerin hemen hemen tamâmı ABD ve AB çizgisinde yayın yaptıkları için bu son derece önemli haber üzerine “üç maymunu oynamak” yoluna gitmişlerdi. O sâyede söz konusu ilişki ve angajmanlar toplumdan, özellikle mütedeyyin kesimden gizlenebilmiş idi.
Diğer taraftan, aynı 28 Şubat sürecinde “Ha bugün ha yarın tutuklandı-tutuklanacak” gözü ile bakılan “Cemaat” önderi de, belki “dâvet üzerine” belki kendince “öyle içtihat ettiği için” ABD’ye gitmişti.
Haber kaynaklarımdan edindiğim bilgilere göre, ABD hem Erdoğan’ı hem Cemaat’i Türkiye’de belirli bir süre için gerekli gördüğü iktidar modeli bakımından “değerlendirilebilir” bulmuş ve her ikisini -kendileri açısından kerhen de olsa- birlikte hareket etmeye “iknâ” etmişti.
Bu “birliktelik” yıllarca devam etti; Erdoğan’ın lideri olduğu parti, bu birliktelik sâyesinde hem 2007 hem 2011 seçimlerinde oylarını artırarak tek başına iktidar olmayı sürdürdü.
Erdoğan, -ileride kendi başına belâ olabilecek ayrıntılara yeterince dikkat etmeden- Cemaat’in ihtiyaç duyduğu Anayasa ve kânun değişikliklerinin yapılmasını sağladı, kadrolaşmasına çoğu zaman göz yumdu.
Halbuki artık “millî görüş” etiketi taşısa da taşımasa da “ateşten gömlek” Erdoğan’ın sırtında idi; devlet işleyişinin ve toplum hayâtının gerektirdiği üretimi, ihrâcaatı, ithâlâtı sürdürmek, ekonomiyi büyütmek, borçları döndürmek, ülkeye muntazaman petrol ve doğalgaz girişini, elektriklerin yanmasını sağlamak yükü O’nun omuzlarında idi. Bu yükü devamlı taşıyabilmek ise dış politikada bazen cemaatle ters düşmesine yol açıyordu; üstelik Cemaat’in iktidar ortaklığı ile ilgili taleplerini giderek artırması ve bu talepler hâliyle tam olarak karşılanamayınca “Erdoğansız AKP” istediğini belli eden tavırlar içine girmesi, önce koalisyonun çatlamasına sonra da “dış ilişkilerdeki tercih çatışmalarının içeriye yansıması” niteliğinde bir nevî iktidar savaşının başlamasına yol açtı.
Tarafların yeni bir “barış ve çözüm sürecine” ihtiyacı var; fakat bu öbürü gibi kolay değil (!)

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *