“Pırıl pırıl gençlik”miş!

Gerçeği inkâr etmek veyâ çarpıtmak amacıyla söylendiğinden emin olduğunuz bir sözü duyduğunuzda o sözü söyleyene sinirleniyor musunuz?
Ben sinirleniyorum.
Sinirlendiğim ve ne yazık ki sık sık duyduğum sözlerden biri de şudur:
-Ben ülkemizin geleceğine güvenle bakıyorum; beyinleri bilgi, kalpleri sevgi dolu pırıl pırıl bir gençlik yetişiyor…
Bu sözü ülkenin geleceği için güven verecek o pırıl pırıl gençliği yetiştirmekle yükümlü yetkili-etkili durumdaki kişilerden duyduğumda ise sinirlenmenin ötesinde öfkeleniyorum.
Çünkü gerçeğin hiç de öyle olmadığını görüyorum, biliyorum.
Evet, görüyorum ve biliyorum ki, gençliğimizin ancak yüzde onluk bir kısmı üst seviyede, yüzde otuzluk bir kısmı ise orta seviyede “iyi” yetişiyor.
Geriye kalan yüzde altmışın durumu içler acısı.
Meselâ 12 ile 18’i kafadan çarpmayı beceremeyen, hemen kalem-kâğıda veya hesap makinesine sarılan gençlerin çoğunlukta olduğunu inkâr edebilir misiniz?
Bırakınız ilk ve orta tahsil çağında olanları, üniversiteye girmiş olanlar arasında -meselâ Abbas Güçlü’nün programlarında- peş peşe üç düzgün cümle kurabilenlerin çok az olduğunu görmüyor musunuz?
Liseyi bitirene kadar en az altı sene İngilizce dersi almış öğrencilerin hiç değilse yüzde doksanının İngilizceye Fransız kaldığını bilmiyor musunuz?
Üniversiteye giriş sınavında sıfır çekenlerin sayısının yıldan yıla artması -son sınavda bu sayının elli bini aşmış olması- yüz kızartıcı bir gerçek değil mi?
Öğrencilerin yeterli bilgiyle donanmış olarak yetişmesi, her şeyden önce hem bilgi hem sayı bakımından yeterli öğretmen kadrosunun varlığına bağlıdır.
Elimizdeki öğretmen kadrosu sayı bakımından yeterli sayılsa bile, bu kadronun önemli bir kısmı bilgi bakımından ne yazık ki kötü durumdadır. Meselâ, -de veyâ -da’nın ne zaman kelimeye bitişik, ne zaman ayrı yazılacağını bilmeyen, İstiklâl Marşı’nın aruzla değil de 14’lük hece vezniyle yazıldığını zanneden TÜRKÇE öğretmenleri, ‘understand’ yâhut ‘know’ fiilini şimdiki zaman kipinde kullanarak yazılı sınav sorusu hazırlayan İNGİLİZCE öğretmenleri gördüğümü söylesem, bilmem bana inanır mısınız!
Sırf ideolojik-siyâsî hesaplar uğruna 40 veyâ 60 günlük hızlandırılmış (!) eğitimden geçirilip yıldırım hızıyla öğretmen olarak ataması yapılanların hasbelkader öğrencisi olmuş gençlerin iyi yetişmiş olmaları mümkün müdür?
Gerçek şu ki 1970 öncesinde ilkokulu bitirmiş olanların çoğu, 1970 sonrasında orta okulu hattâ liseyi bitirmiş olanların çoğuna kıyasla bilgi bakımından daha donanımlı idiler.
Bugün, öğretmenlerimizin çoğu bilgi bakımından yeterli olsalar da, maddi bakımdan büyük sıkıntılar içinde yaşadıkları için, eğitim-öğretim görevini ideal ölçülerde yerine getiremiyorlar.
***
Bir gencin yetişmesinde, yönlendirici unsur olarak ailenin önemi ne kadar büyükse, medyanın oynadığı rol de o kadar önemlidir. Esefle söylemek zorundayız ki, ülkemizdeki medya organları, büyük çoğunluğu îtibâriyle bu konuda çok kötü ve zararlı bir tutum içindedir.
Gazetelerin, televizyonların sayfalarında, ekranlarında dâimâ ön planda tutulan, gençlerimize sunulan motifler, onları seks manyağı, top şapşalı, pop hastası yapmak amacıyla kullanılam motiflerdir: Gençlerin şuur altına devamlı bencillik ve zevk düşkünlüğü zerk eden filmler, yazılar, resimler, gazeteyi alan veyâ televizyonunu açan gence âdetâ, “Hey bizim salaklaştırmak için her şeyi yaptığımız salak! Seç bakalım şunların birini kendine idol olarak…” diye dayatılan mankenler, popçular, topçular… Yarışmalarda en fazla onlar hakkında sorular sorulur, bulmaca sayfaları senenin hiç değilse 360 günü onların resimleriyle doludur! Bu bir psikolojik “güdüleme” metodudur ve bu güdülemenin elbette açıkça söylenmeyen mesajı şudur: “Bırak fizikle, kimyâ ile, biyolojiyle, târihle, hukukla kafa yormayı; sanki öğretmen olsan, mimar, mühendis olsan, hâkim, savcı olsan ayda kaç para kazanacaksın, bak onlar kolay yoldan hem çok para kazanıyorlar hem ünlü oluyorlar, sen de onlardan biri olmaya çalış.”
Hal böyle iken nasıl yetişecek o sözü edilen pırıl pırıl gençlik?

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *