“Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer”
Bir yumruk olur öfke, boğaza, kalbe değer!…
Ben de oradaydım ya, taşınan hemşerimdi,
Ona nasip olmuştu, belki benim yerimdi…
Murat Kılıç`tı adı, bu genci bilen var mı?
Rize`nin liselisi, kışın sonu bahar mı?
Mevsim hala kış mıdır, neden kar yağmış dağa?
Dağ gibi civanları nasıl verdik toprağa?
Erde mekan tutamaz yılgınlık, yeis, hüzün;
Ferhat gibi koşalım ardından ülkümüzün!
İster sırtlan, ayı, fil ; ister çıyan, engerek;
Türk`e uzanan eli kırmak -kökünden- gerek!
Gözde kararlar donmuş İstanbul ayazında,
Aynı kararlılıklar yaşanmalı yazın da!…
Bugün maziye dönüp düşünürken yeniden,
Borçlu bıraktı bizi sonsuza doğru giden…
Selam şanlı maziye, selam kutlu yarına!
Selam nur saçan burcun ebedi tuğlarına!
Yaslı kalpler elemden, söyle, nasıl arına?
Sırf Fatiha okumak dokunmaz mı arına?…
Koşar adım yürürken düşenleri analım;
Hedefe varamazsak, işte buna yanalım!…
Şu gaflet uykusundan, ne olur, uyanalım;
Uy bacılım, kardeşlim, babalım, uy analım!…
Bir yanıt bırakın