Yazdım, yaşadım, gördüm

Geçen haftaki “Ah bir yanılsam da sevinsem” başlıklı yazımda, daha önce bu köşede yazdığım yazıların bir kısmını hatırlatmış, bu yazılardan örnekler vermeye bu hafta da devam edeceğimi belirtmiştim.
Neler yazmışım, neler olmuş; buyurun berâber bakalım:

***

18.11.2011’deki “Yalan dünyânın gerçekleri” başlıklı yazımda, hayâtî konularda millete hep yalan söyleyen önceki iktidarlar gibi AKP iktidârını temsil edenlerin de aynı tutum içinde olduğunu, üstelik öncekilerden daha diktatörce, daha tehditkâr bir uslûp kullandıklarını anlatmak bâbında bir soru-cevap sahnesi oluşturarak şöyle bir değerlendirme yapmış idim:
“-Bir dakîka! Siz yıllar yılı “Onlar ortak biz pazar” diyerek AB üyeliğine karşı tavır koydunuz. Şimdi iktidardasınız ve AB üyeliği uğruna onların istediği her şeyi yapıyorsunuz. Ülke topraklarının tapusuyla yabancılara satışını mümkün kılan kânunu da, azınlık vakıflarına korkunç servetler kazandıracak kânun hükmünde kararnâmeyi de çıkardınız. Yüksek yargı organlarını istediğiniz gibi dizayn etmek için referanduma gidiyorsunuz da bu hayâti konularda niçin referandum yapmıyorsunuz?
-Biz millî irâdenin ta kendisiyiz. Böyle bir soru sorduğunuza göre, siz ahlâksızsınız, siz terbiyesizsiniz, siz Ergenekoncusunuz, siz darbecisiniz!
Yalan! Onun ötesinde iftirâ! Onun da ötesinde suç bastırma şarlatanlığı!
Yüce Allah’a şükürler olsun ki Engizisyon papazları gibi “Senin rûhuna şeytan girmiş çocuuuk!” diyerek adam yakacak kadar kudretli değiller.”
Evet, bugün de özellikle iktidârın başı konumunda bulunan şahıs o kadar kudretli değil fakat o günkünden daha diktatörce, daha tehditkâr bir uslûp kullanıyor, yolsuzlukları ve rüşveti ülke gündeminin en önemli maddesi hâline getirdikleri için iktidârına karşı tehlike olarak gördüğü herkesi karalıyor, “yalancı peygamberler, sahte velîler, âlim müsveddeleri, haşhâşîler” diyerek hâkaret ediyor, daha düne kadar “muhterem hocamız” diye yücelttiği kişi için çok ağır sözler sarf ediyor, “mü’min kardeşlerim” diye hitâp ettiği insanları “hayvanat” derekesine indirip “İnlerinize gireceğiz inlerinizeee!” diye tehdit ediyor; “hasım” telâkki ettiği binlerce polisi, yüzlerce savcıyı, hâkimi oradan oraya sürüyor!

***

09.12.2011 târihindeki “Almayın Türk’ün bedduâsını” başlıklı yazımın sonunda “Hangi ismi taşırlarsa taşısınlar, hangi servetin sâhibi olurlarsa olsunlar, hangi önemli mevkîlerde bulunurlarsa bulunsunlar, bütün Türk düşmanlarının Türk’ün sâdece öfkesinden, tokadından, yumruğundan değil, âhından, bedduâsından da korkmaları gerekir. Türk’ün bedduâsını alan iflâh olmaz” demiştim.
Türk düşmanlığını “ümmetçilik” maskesi altında gizleyerek yıllardır Türk Milleti ve Türk Devleti’ne karşı ihânet içinde bulunanlar, iş bu ihâneti fark eden ve elinden daha fazlası gelmediği için Yüce Allah’a sığınıp bedduâ eden Türklerin bedduâsını hafife almanın cezâsını çekmeye başladılar ve emînim yakın bir gelecekte bugünlerini de arayacaklar!

***

09.12.2012 târihli “Erdoğan ne kadar başbakan” başlıklı yazımda Erdoğan’ın iktidârını borçlu olduğu dış güçlerin ve onların içerideki uzantılarının gerekli gördükleri bir çok konuda âdetâ “Hadi canım sen de” dercesine kendisini devre dışı bıraktıklarına, özellikle askerî meselelerde söylediklerinin tam aksini yapmak zorunda bırakabildiklerine işâret etmiştim.
Bugün durum daha da kötü.
Kendisinin bütün gücü, oraya buraya polis, savcı, hâkim, kaymakam, vâli tâyin etmekten, belirli gazete ve televizyonların yöneticilerine telefon açıp tâlimat vermekten, yapılacak zam miktarlarını belirlemekten ve önemli ihâleler üzerinde etkili olabilmekten ibâret görünüyor.
Eh, bunlar da kendisine yetiyor demek ki!
***
12.05.2013’deki “PKK-AKP anayasasına hayır!” başlıklı yazımda, “AKP iktidârının sözde uzlaşma arayışı bahânesiyle TBMM’de grubu bulunan siyâsî partilere eşit sayıda üye ile temsil edilme hakkı bahşederek (!) oluşturduğu komisyonun dağılması artık an meselesi” demiştim.
Gerçi benim umduğum kadar çabuk olmadı fakat sizin de bildiğiniz gibi aynı yılın Kasım ayında o komisyon dağıldı.
Bana da hemen her zaman olduğu gibi yanılmadığım için sevinmek kaldı…

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *