Anormal Normalleşiyoruz!

Başbakan, partisinin il başkanları toplantısında bölücü terör örgütüne ve siyâsî uzantılarına -sözümona- çatarken, bir hayli başarılı olduğu hitâbet sanatının kuralları öyle gerektirdiği için, duygu yüklemeye çalıştığı bir ses tonuyla haykırıyor:
-“Ciğerim yanıyor, ciğeriiim!”
Ve salondakilerden neredeyse tavanı çökertecek bir alkış yükseliyor.
Konuşan zâtın hakikaten ciğeri yanıyorsa, o alkış neyin nesi?
Bir bina yanıyorken ahâlinin toplanıp alkış tuttuğu nerede görülmüş?
“Normalleşiyoruz” diye nutuklar atarken fiilen anormalleşmenin çarpıcı örneklerinden biri de bu olsa gerek.
Başbakan samîmî olsa da o sırada yanan ciğeri yeterli miktarda kan gönderemediği için kalbi sıkışıp kriz geçirse, meydana gelecek alkış patlamasının şiddetini varın siz hesap edin!..
Haklarını yemeyelim; oradaki il başkanları, Başbakan geçirdiği kalp krizi netîcesi ölecek olsa, hiç değilse o zaman alkışlamaz, ağlarlar.
Ya milletimizin dinine, geleneğine karşı aykırılık sergilemek adına -sözümona- çok sevdikleri kişinin cenâzesini alkışlayanlara ne demeli? Ya anasının yahut babasının öldüğü günün akşamı meyhânede efkâr dağıtanlara, karısının öldüğü günün gecesi geneleve gidip tesellî arayanlara ne söylemeli?
İster sinirleriniz bozulduğu için gülün, ister kahrınızdan ağlayın; bunlar, bu toplumun gerçekleri…

Bir zamanlar yüksek enflasyonu önleyemeyenler, “Enflasyon içinde kalkınıyoruz” diyorlardı.
Demek ki şimdi anormallikler içinde normalleşme(?) dönemindeyiz; ülkemiz, günden güne artan bir sıklıkla kâh dramatik, kâh trajik olayların yaşandığı, inanılmaz şaşkınlıkların, sapkınlıkların sergilendiği devâsâ bir döner sahneye ve nihâyet neredeyse hergün cinnet cinâyetlerinin işlendiği büyük bir mezbahaya dönüşüyor; fakat birilerine sorarsanız normalleşiyoruz…
Ve -şimdilik aile içi cinnet cinâyetleri hâriç- her türlü anormalliğin alkışlayıcıları var.
“Sanatçı” etiketli âşüfte, magazin sayfalarında kendisinden bahsettirebilmek için sahnede veya televizyon ekranında kazâra olmuş havası vererek göğsünü fora ediyor; alkış…
“Şarkıcı” etiketli homoseksüel, soytarılar medyasının vazgeçilmez jüri üyesi olarak katıldığı programda kendisinden en az otuz yaş daha genç yakışıklı delikanlıya alenen sulanıyor; alkış…
“Futbolcu” etiketli züppe, rakip takıma gol attıktan sonra kendi taraftarlarının bile yuhalaması gereken son derece iğrenç bir hareket yapıyor; alkış…
“Akademisyen” etiketli şarlatan, üniversiteli öğrencilerin izleyici olarak bulundukları programda “Bu ülkede fikir ve ifâde özgürlüğünün, dolayısıyle demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla yerleşip gelişebilmesi için, ulusal egemenlik, bağımsızlık gibi modası geçmiş, klişeleşmiş söylemlerle zaman yitirmeden bir an önce AB`ye üye olmak zorundayız” diye kasıla kasıla konuşurken, konuşmacılardan ikisi peş peşe aksi yönde sözler edince, “Ben böyle düşünüp konuşabilenlerin bulunduğu bir ortamda bir dakika daha duramam” diyerek hışımla salonu terkediyor; alkış…
“Başbakan” etiketli zâtı mâhud, Fatih Altaylı`nın “Teke tek” programında “Türkiye Türklerindir demek edepsizliktir, ahlâksızlıktır; Türklük bu ülkede bir üst kimlik olamaz, Türkler de bu ülkede Kürtler, Lazlar, Çerkezler, Arnavutlar, Boşnaklar ve diğerleri gibi etnik bir gurupturlar” meâlinde konuşarak bölücü teröristlere siyâsî doping yapıp cesâret veren, bilâhere “açılım” furyasını başlatıp Habur rezâletine zemin hazırlayan, MİT Müsteşarı`nı müzakere için bölücübaşının ayağına göndererek PKK militanlarının ve siyâsî uzantılarının özgüvenlerini artıran ve tam anlamıyla azgınlaşıp kudurmalarına yolaçan sanki kendisi değilmiş gibi, bölücü vahşetin ulaştığı boyutlar karşısında milletin tepkisi büyümeye başlayınca, Davos`taki “One minute!” çıkışında gösterdiği artistik yeteneklerini tekrar sergileyerek “Ciğerim yanıyor ciğeriiim!” diye feryâd (!) ediyor; alkış…

Başbakan`ın yönettiği ülkenin bir tarafında koca bir bölgeyi bizden koparmak için birilerinin canlar yakan mayınları, bombaları patlıyor, bir tarafında ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın o Başbakan`ı alkışlamak için birilerinin parmakları, avuçları patlıyor!
Fevkalâde anormal normalleşiyoruz!..

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *