Kızıl Elmanın Kutup Yıldızı

Kutupyıldız’ını kayda değer kılan parlaklığının yanı sıra, yanılgıya yer vermeyecek derecede yerinde sabit duruşudur. Atsız Ata, Kızılelma’nın kutup yıldızı, bu yolda ömrünü adamış büyük çilekeş, ülkü yolunun yalnız ve yılmaz savaşçısıdır.

Türk Milletini, Cihan Devleti Osmanlı’nın asli unsuru, cihanı kuşatacak bu harcın çimentosu yapmak varken, Türk’ten gayrısına aslan payını verip, Türk’ü savaşlarda çeri, toprakta çiftçi, devlete kul eden anlayışın kendi sonunu hazırladığı 20.yy başında, bir kurt uluması gibi sesle Atsız Ata dünyaya geldi. (1905)

O, 70 yıllık ömründe, milletler mücadelesi yâda savaş alanı olarak tamamladığı dünyada Türk Irkını, Milli bir ülkü çevresinde birleştirmeyi ve tek ses tek yumruk olarak bir bayrak altında hak ettiği yücelikte yaşatmanın yolunu çizdi.

O, Bozkurtların Dirilişi, Bozkurtların Ölümü, Türk Ülküsü, Deli Kurt, Ruh Adam, Türk Edebiyatı Tarihi gibi her biri birbirinden değerli, Bengütaş hükmünde eserler kaleme aldı. Bir tarihçi, bir edip, bir eğitimci, bir roman yazarı, bir şair olmanın ötesinde Atsız Ata, mücadeleci kişiliğiyle tek başına Türk Ülküsüdür.

Devletin bütün olanaklarını seferber ederek yönetici zümrenin, Türkçülük-Turancılıkla başlayıp ve ırkçılık-kafatasçılıkla zirveye çıkan suçlamaları karşısında O, devrin başbakanına açık mektup yazarak hesap soracak kadar yürekli, Ateşe gülerek giren İbrahim Peygamber misali cesaretlidir.

Kütüphanelerde zorunlu mesai doldurmaktan, tabutluklarda en zalim işkencelere kadar her türlü fiziki ve psikolojik baskıya rağmen Atsız Ata, inandığı ülküden asla taviz vermemiştir.

O, yazdığı destanlarla bir nesli özüne döndürmüş, ruhumuzun derinliklerinde gizlenen asaleti diriltmiş, Ruh Adam olarak Türk Ülküsünü yaşayacak ve yaşatacak idealist bozkurtlardan bir nesil kurmuştur.

İşte Atsız Ata’nın açtığı yolda, bir iken bin, bin iken yüz binlere ulaşan bozkurtlar, Ondan işittikleri Kür-şad, Yamtar, Gökbörü, Delikurt, Urungu oldular. Milleti için kurban oldular. Atsız’ın ruhu her daim Türk Ülkücülerinin üzerinde oldu. İşte O bozkurtlar, Atsız’ın uçmağa vardığı yıllarda, beş bin şehide mal olan bir mücadelenin neferleri olarak, 20.asrın tartışmasız muzaffer nesli oldular.

Bugün, 12 Eylülden itibaren, emperyalizmin de dayatmasıyla gençliğin büyük bölümü depolitize edilmiş olsa da, milli ruh ve direnç gerektiren zamanlarda, Atsız’ın ruhu yeniden canlanacak, gençlik, Kür-şad’ın narasıyla özüne dönecektir.

Yarım asırdan fazla süren mücadelesi, yazı, yayın ve söylemleri ile Türk Ülkücülerinin yol başçılığını yapan Hüseyin Nihal Atsız’ı hürmetle anıyorum. Ruhu Şad, mekânı uçmağ olsun.

Tanrı Türkü Korusun!

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *