Majestelerinin hukuk devleti

Şu anda Cumhurbaşkanı sıfatıyla Çankaya Köşkü’nde ikamet eden zâtın görev süresinin ne zaman sona ereceğini biliyor musunuz?
Bu sorunun cevâbını kendisinin ve âilesinin geçimini sağlamak derdindeki sıradan insanların önemli bir kısmının ve hattâ büyük çoğunluğunun bilmiyor olması normaldir.
Peki, anayasa hukukçuları başta olmak üzere hukuk profesörlerinin, hâkimlerin, savcıların, avukatların, kısacası ülkedeki bütün hukukçuların bu sorunun cevâbını tam bir kesinlikle bilmiyor olmaları, soruya muhâtap olduklarında, sanki bir jeo-fizikçiye İstanbul depreminin ne zaman olacağı sorulmuş gibi, kendinden emin, net bir cevap verememenin sıkıntısı içinde “Bence…” diye söze başlamak gereğini duymaları normal midir?
Birkaç puanlık hatâ payını peşînen kabul ederek diyebiliriz ki bu soruyu rastgele yüz hukukçuya soracak olsanız, “Bilmiyorum” diyenine pek rastlamazsınız, fakat hemen hemen şöyle bir tablo ile karşılaşırsınız:
Hukukçuların %40’ına göre Cumhurbaşkanı’nın görev süresi 2012’de dolmuş olacaktır, %40’ına göre bu süre 2014’te sona erecektir; %20’sine göre ise Cumhurbaşkanı’nın halk tarafından seçilmesini öngören Anayasa değişikliği kabul edilmesine rağmen mevcut Cumhurbaşkanı eski usulle Meclis tarafından seçildiği için, işbu seçilme keyfiyeti bizâtihî anayasaya aykırıdır ve hukuk dışıdır, dolayısıyla görev süresinin ne zaman bitmiş olacağına ilişkin tartışmalar abestir.
Nitekim bir hukukçu olarak çevremdeki hukukçularla yaptığım görüşmelerden edindiğim kanaat tablosu aynen bu şekildedir.

***

Görev süresinin ne zaman biteceği konusunda sayın Cumhurbaşkanı’nın ne düşündüğünü biliyor muyuz?
Bilmiyoruz; çünkü konuşmuyor.
Sayın Başbakan’ın ve Bakanlar Kurulu’nun müşterek ajandasında işâretlenmiş bir târih var mı?
Bilmiyoruz; çünkü bu konuda konuşanlardan bâzıları 2012’den, bâzıları 2014’ten bahsediyor, bâzıları târihin belirsiz olduğunu, konu bir şekilde ülke gündemine geldiğinde kararı Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK’nın) vereceğini söylüyor. Bir milletvekili konuyla ilgili dilekçe vererek cevap istemiş, kanun hükümlerine bakacak olursanız, bir makama verilen dilekçeye belli bir süre içinde cevap verilmesi gerekiyor. YSK ise tam bir ketûmiyet içinde, Yüksek Sır Küpü!
Bir alanda siyâset şâha kalkınca ne yazık ki hukuka da kanunlara da nal toplamak düşüyor…
Milletvekillerini dinliyorsunuz; çoğu “bir bilen” daha doğrusu “tek bilen” olarak Başbakan’ı işâret ediyor.
Medyaya bakıyorsunuz; iktidar yandaşı olanlar bile kutuplaşmış durumda, konuyu ele alanların kimi 2012 diyor, kimi 2014.
İşin kitâbî tarafına bakarsanız demokrasi ile yönetilen, üstelik “İleri demokrasiye geçtik” terânelerinin kulak zarlarını zorladığı bir ülkede Cumhurbaşkanı’nın görev süresinin hangi günde değil, hangi ayda değil, hangi yılda sona ereceğinin tartışmalı olması, daha doğrusu bilinmiyor olması gibi bir durum düşünülebilir mi?
Elbette düşünülemez. Afrika’da bile yok böylesi!
Hal böyle iken bir de “Üstünlerin hukuku dönemini bitirdiiik, hukukun üstün olduğu dönemi başlattııık!” diye boğaz damarlarını patlatırcasına bağırıp işâret parmağını sallayarak nutuk atmaları yok mu!
Dayanılır gibi değil… Fakat dayanmak zorundayız.
Sabredilir gibi değil… Fakat sabretmek zorundayız.
Gecenin en karanlık, sabâhın en yakın olduğu an mutlaka gelecektir. Büyük vatan şâiri Nâmık Kemal’in dediği gibi:
“Kazâ her feyzini her lûtfunu bir vakt için saklar,
Fütûr etme sakın milletteki za’f u betaetten.
…Ne mümkün zulm ile bidâd ile imhâ-yı hürriyet,
Çalış idrâki kaldır muktedirsen âdemiyyetten.”

***

Değerli ilim adamlarımızdan Profesör Tuncer Gülensoy’un amansız bir hastalığa yakalanan oğlu Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Baybars Gülensoy’un vefâtından dolayı, Cenâb-ı Allah’tan merhûma rahmet, hocamız başta olmak üzere tüm aile efrâdına ve sevenlerine sabr-ı cemil niyaz ederim.

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *