MHP’nin Bursa mitingi

Cuma akşamı Twitter’daki sayfama şu mesajı yazdım: -Yarın İnşallah Bursa’da, mitingde olacağım. MHP’ye hiç oy vermemiş olsa bile, Türk kimliğini sâhiplenen herkes orada olmalı…
Yola çıkarken hava bir hayli soğuktu. Feribotla karşıya geçmek için Topçular Terminali’ne vardığımızda çok uzun bir araba kuyruğu oluştuğunu gördük. Dar alanda güçlükle manevra yaparak dönüş yapanlara sorduğumuzda, “Lodos sert esiyormuş, bu gerekçeyle vapur seferleri durdurulmuş” cevâbını aldık. Arabadan dışarı çıkmış arkadaşlarla birbirimize bakakaldık; çünkü o sırada hava, vapur seferlerinin iptâlini haklı kılacak derecede rüzgârlı değildi. Çâresiz körfezi dolaşarak yolumuza devam ettik ve erken saatte Bursa’ya vardık. Şiddetli olmamakla beraber yağan yağmur ve şehrin hemen yanında yükselen karlı dağın ayazı, bâzılarımıza “Bu soğuk ve yağışlı havada mitinge katılımın çok düşük olacağı şimdiden belli” dedirten can yakıcı endişelere yol açıyordu. Bu endişe hepimize sirâyet etmek üzereydi ki, cep telefonundan internete girip hava raporunu okuyan bir arkadaş, “Öğleden sonra hava açacakmış” dedi, birâz rahatladık.
Mitingin başlama saati 15.00 olarak îlân edilmişken, saat 14.30’a geldiğinde bile meydandaki insan sayısının azlığı, sabahki endişeleri nüksettirmişti. Fakat birdenbire başlayıp kısa sürede sel oluşturan sağanak yağmur gibi, sâdece yarım saat içinde her yönden mitingin yapıldığı Kent Meydanı’na akan insan grupları, saat 15.00 olduğunda alanı doldurmuştu. Biraz yüksekçe bir yere çıkıp manzarayı görünce, gözlerimin dolduğunu ve birkaç damla sevinç gözyaşının yanaklarıma doğru süzüldüğünü hissettim; MHP’nin yüzde 18 oyla 129 milletvekili çıkardığı 1999 seçiminden beri hiçbir siyâsî olay vesîlesiyle bu duyguyu yaşayamamıştım. Meydanı dolduran kalabalıktaki coşku ve heyecan hayli yüksekti.

***

Yeniçağ gazetesi başta olmak üzere, Bahçeli’nin konuşmasındaki önemli ifâdeleri çeşitli haber kaynaklarından ve sosyal medyadaki videolardan okudunuz, dinlediniz. Bunlar arasında, özellikle sosyal medyada en fazla yankı bulanı, meydandan yükselen ve sık sık tekrarlanan “Vur de vuralım, öl de ölelim” haykırışlarına Bahçeli’nin “Onun da zamânı gelecek!” diye mukâbele etmesi oldu. Soytarılar medyasının mâlûm kalemşorları ve çeneleri kafalarının kırk misli fazla çalışan entelleri, bu haykırışları ve Bahçeli’nin bu mukâbelesini münhasıran bölücü terör örgütü PKK’ya ve destekçilerine yönelik bir saldırganlığın ön hazırlığı ve iç savaş kışkırtıcılığı olarak yorumladılar ve bundan sonra da öyle yorumlamaya devam edeceklerdir. Halbuki, konuşmanın bütününü dikkate almadan, sâdece o haykırışları ve mukâbeleyi çekip ayırarak kamuoyunun idrâkine sunmak, soytarılar medyasının geneline hâkim MHP düşmanlığının müptezel örneklerinden biri olmanın ötesinde bir anlam ifâde etmez. Meydanın haykırışlarına ve Bahçeli’nin o şekilde cevap vermesine zemin hazırlayan asıl sözler, MHP Genel Başkanı’nın şu tespitleridir:
-Dün kovduklarımız, savaş meydanlarında mağlup ettiklerimiz, bugün büyük bir hırsla ve büyük bir hınçla, işbirlikçi AKP iktidarını ve PKK terör örgütünü de kullanarak, târihî mevcûdiyetine tahammül edemedikleri Türk Milletine ve Türk Devletine karşı saldırıya geçmişlerdir! Bu yüzdendir ki Türkiye, AKP felâketi altındadır, AKP belâsı ila karşı karşıyadır. AKP eliyle yürütülen yakıcı, yıkıcı, yozlaştırıcı icraat, ülkemizdeki bin yıllık millî birliği ve kardeşliği çürütmektedir! AKP yönetimi altındaki Türkiye’de Türk olmak, Türk’üm demek suçtur; Türk milliyetçiliği ayaklar altındadır!

***

Daha önce de yazdım, yine yazıyorum: Bütün Türk milliyetçileri uyanık, donanımlı ve zinde olmalıdır!

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *