Proje ve Proje

Önce “Kürt açılımı” dediler; iktidar partisinin kendi tabanından bile tepkiler gelince adını “demokratik açılım” olarak değiştirdiler.

Zehirli olduğunu bile bile zemzemi kim içer, hurmayı kim yer!

Kendi aralarında konuşup görüştüler; “olmadı be birader” dediler,” beceremedik be birader” dediler ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ilk safhada adı öyle konmasa da fiilen Anadolu Federal Cumhuriyeti’ne dönüştürmeyi hedefleyen, içeriği ile ilgili ayrıntıları açıklayamadıkları siyasi paketin üzerine daha sempatik olsun diye “milli birlik ve kardeşlik projesi” etiketini yapıştırıverdiler…

……………………………………………………

Efendim, şu proje kelimesinin üzerinde biraz durmak gerek.

Sözlük anlamı itibariyle proje,’ mal sahibinin arzusuna veya verilecek kamu hizmetinin icaplarına göre inşa edilecek bir binanın yahut binalar/tesisler bütününün yahut üretilecek bir makinenin enine boyuna tüm ölçülerini gösterecek şekilde zihnen tasarlanarak hazırlanmış planının kâğıt üzerine aktarılmış çizimi’ demek.

Ortaçağ Latincesindeki ‘projectum’, kelimesi daha ziyade inşaat ve bayındırlık alanında kullanılan bir kavram olmak üzere Fransızcaya ‘projet’, İngilizceye ‘project’ ve bizim dilimize de ‘proje’ biçiminde girip yerleşmiş. Hukuk, tıp, müzik gibi çok farklı disiplinlere mahsus kavramları daha doğrusu terimleri işine gelen yer ve zamanda üstelik çoğu kez işine gelen anlamda alıp kullanan siyaset sektörü, proje kelimesini sadece mimarlara-mühendislere bırakacak değil ya; onu da almış, kullanmış.

Ş u var ki, proje kelimesi çok farklı anlamlarda da kullanılabilen bir kelime değil; dolayısıyla “proje sahibiyiz” diye gerine gerine konuşan bir siyaset adamı veya ekibi, sonradan siyaseten veya hukuken zor duruma düştüğünde, “proje kelimesini o anlamda değil şu anlamda kullanmıştım/kullanmıştık” diyemez.

Şimdi lütfen dikkat!

Proje inşa edilecek bir binanın veya bir tesisin yahut üretilecek bir makinenin zihnen tasarlanmış planının kâğıt üzerindeki çizimi demek olduğuna göre, bir bina, bir tesis yahut bir makine henüz proje halinde ise, o bina, o tesis yahut o makine fiilen-maddeten yok demektir; mimarın zihninde oluşmuş bir tasavvur, kâğıda dökülmüş bir şekil durumundadır.

Eğer siyasi iktidarın hazırladığı siyasi paketin üzerine “milli birlik ve kardeşlik projesi” yazılı bir etiket vurulmuş ise, bunun anlamı, iktidarın nazarında ortada milli birlik ve kardeşlik diye bir durumun var olmadığıdır. Siyasi iktidar lûtfedecek, var olmayan milli birliği, var olmayan kardeşliği ‘ inşa edecek’ demektir.

Bir başbakan düşünün ki, konuşurken ikide bir “benim milletim…” diyor, milletin adını söylemiyor.

Bir başbakan düşünün ki , yaptıkları veya yapacaklarından dolayı biraz sert bir şekilde eleştirildiğinde veya tamamen hukuk zemininde tepkiler gösterildiğinde öfkeli ve tehditkâr bir tavırla parmak sallayarak,“biz millî iradenin temsilcileriyiz” diyor, aralarında birlik ve kardeşlik bulunmayan(!) insan kitlelerinin oy pusulasındaki ampul sembolünüm altına vurduğu ‘evet’ mühürlerinin nasıl olup da bir millî irade oluşturabildiğini açıklamıyor.

Bir başbakan düşünün ki, “Türkiye Türklerindir” denilmesine çok kızdığını açıkça ilan ediyor, ardı arkası kesilmeyen etnik grup isimleri sayarak Türklerin de onlardan biri olduğunu, Türklüğün bu ülkede bir üst kimlik olamayacağını, toparlayıcı ‘şemsiye’ kimliğin “Türkiyelilik” olabileceğini söylüyor, cümlelerine sık sık “Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle…” diyerek başlıyor, kullandığı uslubun her geçen gün ülkedeki millî birliği biraz daha tahrip ettiğini, kardeşlik duygularını biraz daha zayıflattığını hatta ayrılıkçı-bölücü zihniyette olanların daha cür’etkâr hale gelmesine yol açtığını idrak edemiyor.

Acaba?

Acaba hakikaten idrak edemiyor mu yoksa kendisine fıtrî kimliğine uygun olarak yüklenmiş bir ‘misyon’un gereğini mi yerine getiriyor, teknisyen tayin edildiği bir projeyi mi uyguluyor?

Unutmayalım; her ne kadar adı bu günlerde fazla telaffuz edilmese de bölgemizde 23 ülkenin parçalanması suretiyle haritalarının değiştirilmesi amacıyla ve ne kadarını başarabilirsek o kadarı kârdır denilerek uygulamaya konulmuş bir BOP projesi var.

Bu ülkenin başında “ BOP projesinin eş-başkanı olduğunu” arkasında çok büyük bir güç bulunduğu mesajını vermek için defalarca ikrar ve ilan etmiş, “Diyarbakır bu projenin yıldızı olacak” demiş bir ‘Başbakan’ var.

Ve şimdi ortada içeriği tam olarak açıklanmasa da o ‘Başbakan’ ve ekibinin hazırladığı bir “proje” var.

Adı önce “Kürt açılımı” idi, sonra “demokratik açılım” oldu ve nihayet üzerine “millî birlik ve kardeşlik projesi” yazılı etiket yapıştırıldı.

Herkesin bir projesi var.

Bizim niye olmasın?

Çok yakında…

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *