Sayın Savunma Bakanı sıkı savunulmalı!

CHP Milletvekili Umut Oran tarafından verilen soru önergesini cevaplandıran Milî Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, bizim açımızdan -durumu zâten biliyor olduğumuz için- hiç şaşırtıcı olmayan açıklamalar yaptı.
Türk Silahlı Kuvvetlerine karşı “psikolojik ve asimetrik” savaş yürüten güç merkezlerinin güdümündeki medya organlarında “gazetecilik”, “televizyonculuk” etiketi altında ajanlık yapan kalemşorlar üzerinde bu açıklamaların hayli ‘sinir bozucu’ etki yaptığı görülüyor.
Yetersiz zekâlarıyla neyin ne, kimin kim olduğunu bilmeden, “çok biliyor” havası vererek atıp tutan, çeneleri- kalemleri kafalarından fazla çalışan tipler ise çarpılmışa döndüler.
Sorulan sorulardan birkaçı ve verilen cevaplar şöyle:
-TSK’da hangi tarihten itibaren Microsoft Office 2007 programı uygulanmaya başlanmıştır? TSK bünyesinde 2003 yılında bu programı uygulayan herhangi bir birim bulunmakta mıdır?
-Microsoft Office 2007 yazılımı TSK’nın değişik birimlerinde test amaçlı olarak veya ihtiyaca binaen 2007 yılından itibaren kullanılmaya başlanmıştır. Bu yazılımın üretiminin tamamlanma tarihinin 30 Kasım 2006 olduğu göz önüne alındığında, söz konusu yazılımın 2003 yılı içinde kullanılmasının mümkün olmadığı değerlendirilmektedir.
-2003 yılında TSK’nın kullandığı herhangi bir bilgisayar programında Calibri veya Cambria adıyla bilinen bir yazı tipi bulunmakta mıdır?
-Bu konuda bir envanter bilgisi tutulmaması nedeniyle, söz konusu yazı tiplerine ilişkin herhangi bir kayda ulaşılamamıştır.
-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı tarafından kullanılmakta olan herhangi bir denizaltıda Microsoft Office 2007 veya Office 2000 programına sahip bir bilgisayar bulunmakta mıdır? Herhangi bir personelin denizaltı ile seyir halinde iken Word programı ile yazı yazması mümkün müdür?
-Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda standart olarak Microsoft firmasına ait yazılımlardan Office 2000 kullanılmaktadır. Personelin denizaltı ile seyir halinde iken Word programı ile yazı yazması teknik olarak mümkünse de, seyir halindeki denzialtıların kara ile bir ağ bağlantısı bulunmamaktadır. (Bunun fiilen mümkün olmadığı anlaşılıyor.)
-2002 ve 2010 yılları arasında TSK envanterine kayıtlı herhangi bir bilgisayarı kullanan ‘ASD’ isimli bir kullanıcı bulunmakta mıdır? ‘ASD’ kullanıcı adını kullanan şahıs TSK mensubu mudur? Bu şahsın rütbesi, ilk ve son rütbe nasp tarihleri nedir?
-Kurumsal isimlendirme standardına (TC Kimlik, Emekli Sandığı, teşkilat, kadro, malzeme numarası v.b.) uymadığı için, ‘ASD’ kullanıcı adının kurumsal ağa bağlı bilgisayarlarda kullanılamayacağı değerlendirilmektedir. 2002-2010 yılları arasında hiçbir ağa bağlı olmayan bağımsız bilgisayarlarda ‘ASD’ kullanıcı adının kullanılıp kullanılmadığına dair herhangi bir bilgi veya belgeye ulaşılamamıştır.
-Bir TSK personelinin hipnoz yöntemiyle tanık ifadesi aldığı yolundaki iddialar basında yer almıştır. TSK personeline hipnoz eğitimi verilmekte midir?
-TSK bünyesinde ‘hipnoz eğitimi’ verilmemektedir. Hipnoz edebilme yeteneğine sahip personelin tespiti mümkün değilidir. Hipnoz uygulamasına ilişkin TSK bünyesinde herhangi bir emir, talimat veya yönerge bulunmamaktadır.
Aslında bir kaç cümle ile özetlenebilecek bu soru ve cevapları, hem târihe not düşmek, hem yazı arşivimizde yer almasını sağlamak amacıyla köşemize taşıdık.
Eminim, Yeniçağ’ın devamlı okuyucuları arasında sayın Millî Savunma Bakanı’nın açıklamaları karşısında şaşırıp kalan, propaganda afyonuyla beyinleri uyuşturulup âdetâ ipnotize edilmiş tipler gibi “Neler oluyor, rûyâ mı bu, çimdikleyin beni!” diyen tek kişi yoktur.
O fanatik zavallılardan birinin yanındakine şöyle dediğini duydum:
-Bana bak, bu savunma bakanı Ergenekoncu olmasın sakın! Kendisini dinlemek için yerleştirilmiş böcekler bulunduğunda Başbakanımızın ne dediğini hatırlasana; “Böyle işleri hep en yakınınızdakine yaptırırlar” dememiş miydi?!

Muhsin Küçük hakkında 110 makale
Av.Muhsin Küçük

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*


Lütfen görselin sonucu giriniz *